Gate 27’nin Konuğu Sanatçı Nathalie Rey’in “İyi Yaşa, İyi Öl” Projesi Ve Sergisi; Eşit, Adil, Sağlıklı Ve Temiz Bir Varoluş İçin Dünyaya Saygılı Bir Yok Oluşu İşaret Ediyor.
Sanatçı Nathalie Rey, Gate 27 Uluslararası Konuk Programı kapsamında yürüttüğü “İyi Yaşa, İyi Öl” başlıklı araştırma projesinin çıktılarını Gate 27’de sergiledi. Proje, yaşam ve ölüm döngülerinin ekolojik, sosyolojik, politik ve ekonomik boyutlarına derinlemesine bir bakış sunuyor.
Üretimini Berlin ve Barselona arasında gerçekleştiren disiplinler arası sanatçı Nathalie Rey, uluslararası konuk programı Gate 27’de konakladığı 6 Mart-30 Nisan 2024 tarihleri süresince üzerinde çalıştığı “İyi Yaşa, İyi Öl” başlıklı projesinin çıktılarını bir sergiye dönüştürdü. Sanatçının, ölüm ve çevresinde gelişen endüstrilere odaklanan projesinin araştırma süreci sonunda ürettiği beş iş, 24-27 Nisan 2024 tarihlerinde Gate 27’nin İstanbul yerleşkesinde sergilendi.
Sanatçı, “doğal (olmayan) döngüler ve nekro-ticaret” başlıklı sergisiyle Antroposen’de (insan çağında) yaşam ve ölüm gibi döngüsel süreçlerin ekolojik, sosyolojik, politik ve ekonomik titreşimlerine eleştirel bir bakış sunuyor. Rey, araştırmasını Fransız düşünür Henri Bergson’un yaşamın sürekli değişim, gelişim, özgürlük ve oluş halindeki dinamik bir yapı olarak görülmesi üzerine kurulu felsefi yaklaşımını takip ederek şekillendiriyor.
Araştırmasını herhangi bir kronolojik düzen kaygısıyla zaman çerçevesi içine almayan Rey, Gate 27’deki konuk süreci boyunca İstanbul metropolünün çeşitli bölgelerindeki insan – yaşam döngüsünün farklı aşamalarına odaklandı. Bu kapsamda kültürel ve dini ihtiyaçlara cevap veren mezarlık ve cenaze evleri gibi mekanlara düzenlediği ziyaretlerde mezarlık yöneticileri ve gassallar ile olan tuhaf karşılaşmalarını ve tanıklıklarını her zamanki iş birlikçi yaklaşımıyla yerel üreticilerle bir araya gelerek üretimlerine yansıttı.
Gate 27’de konakladığı iki aylık araştırma süresi sonucundaki doğal (olmayan) döngüler ve nekro-ticaret başlıklı bu sergide organik yün liflerinden ürettiği pembe renkli, biyolojik olarak kolayca parçalanabilen çevre dostu tabutuyla doğada geri dönüşüme bir alternatif sunmayı hedefliyor. İnsanın çoğu zaman Romantikler gibi ele aldığı ve yüzleşmekten çekindiği “kaçınılmaz son”u titizlikle planlayarak, kişisel iyileşme potansiyelini kabul ediyor. Dünyanın kaynaklarını gelecek nesillere verimli biçimde aktarabilmek için kendi bedenine uygun ölçülerde tasarladığı organik tabutuyla “Pembe Kapitalizm”e göz kırpıyor. Cinsiyet kimliğinin ölüm ve taziye alanındaki normatif dil ve uygulamalara nasıl etki ettiğine, kimin yas tutabileceğine ve kime saygı duyulacağına dair yapılan ayrımcılığa işaret ediyor.
Sanatçı, Fransa, İspanya, Türkiye gibi ülkelerdeki mezarlık ekosistemlerini incelediğinde mezarlar, cesetler, bitkiler, hayvanlar, temizlik ürünleri, ziyaretçiler, törenler ve ölüm anlayışları gibi unsurların iç içe geçmiş, birbirlerine bağımlı ve birbirlerini etkileyen bir biyolojik sistem oluşturduğunu gözlemliyor.
Türkiye’de uygulanan defin prosedürü ekolojik açıdan zararsız olarak kabul ediliyor. Hukuk ve inanç sistemlerindeki yerleşik uygulamaların varlığına karşın küresel ölçekte ölüm, acı ve kayıp ile çevrili bir dönem olan COVID pandemisi tüm dünyaya cenaze ve yas törenlerinin olmadığı bir ihtimali gösterdi. Sanatçının araştırması, cenaze törenlerinin dünya çapında genellikle doğaya zarar veren unsurlar içerdiği ve yapay olduğu gerçeğini vurgulayarak en basit ve en zararsız ölüm ve yas süreçlerini teşvik etmeyi amaçlar nitelikte. Nathalie Rey, sergisiyle eşit, adil, sağlıklı ve temiz bir varoluş için ekolojik açıdan daha az zararlı, ekonomik, kültürel değerlere ve dünyaya saygılı bir yok oluşa dair önermelerini paylaşıyor. Serginin ziyaretçiler üzerinde bıraktığı derin iz, özellikle ölümle ilişkili geleneksel yaklaşımlarımızı sorgulamamıza ve bu süreçleri daha anlamlı ve zararsız hale getirebilecek yeni perspektifler kazanmamıza olanak tanıyor.
Gate 27 hakkında
Farklı pratiklerin araştırma ve üretim süreçlerini desteklemek ve disiplinler arası etkileşime zemin yaratmak amacıyla 2019’da kurulmuş bir uluslararası konuk sanatçı programı olan Gate 27, sanatı bir araştırma yöntemi olarak ele alıyor. Sanatçı, araştırmacı ve akademisyenleri, ekoloji, sürdürülebilirlik, erişilebilirlik ve yerel yaratıcı ağlar etrafında bir diyalog kurmak üzere Yeniköy ve Ayvalık’taki mekânlarına davet ediyor. Kamusal programlar ve etkinliklerle yeni iş birliklerinin oluşmasını teşvik ediyor.
Gate 27, katılımcılara dört ila on iki hafta boyunca fikirlerini üretime dönüştürebilecekleri sakin bir çalışma alanı ve atölye ortamı sağlamakla birlikte araştırmalarını derinleştirebilmeleri için çeşitli kaynaklara ve kişilere ulaşmalarında kolaylaştırıcı rol üstleniyor. Katılımcılar, programda daha önce konuk olmuş sanatçı ve araştırmacılardan oluşan geniş ve devamlı büyüyen bir iletişim ağının parçası oluyor.
Gate 27’nin Danışma Kurulu, bağımsız küratör ve sanat danışmanı Beral Madra, Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Selçuk Artut ve Prof. Dr. Ahu Antmen’den oluşuyor. Gate 27’nin konukları, alanında uzman isimlerin danışmanlığından faydalanırken, programın önceki konuklarıyla da bir araya gelerek profesyonel ağlarını genişletebiliyorlar.
Sosyal Ağlarda Gate 27:
Instagram.com/gate.27
Facebook.com/gate.27residency
Twitter.com/gate27_